Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | koşarak geçmek | run across f. | ||
I ran across the field. Sahayı koşarak geçtim. More Sentences |
||||
Genel | koşarak geçmek | run f. | ||
Genel | koşarak geçmek | run over f. | ||
Genel | koşarak geçmek | overrun f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | yanından koşarak geçmek | run past f. | ||
He ran past me. Yanımdan koşarak geçti. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | koşarak (birinin/bir şeyin) yanından geçmek | run past (someone or something) f. | ||
Tom ran past me. Tom koşarak yanımdan geçti. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | (at yarışı) dört nala koşarak geçmek | outgallop f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (biri/bir şey) yanından/önünden/çevresinden koşarak geçmek | run by f. | ||
Öbek Fiiller | içinde/arasında/yanından koşmak/koşarak geçmek | race through f. | ||
Öbek Fiiller | (birilerinin/bir şeylerin) arasından koşarak/koşup geçmek | run between (someone or something) f. | ||
Öbek Fiiller | koşarak (bir şeyden) geçmek | run through (something) f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | koşarak yakınından geçmek | run past f. | ||
Konuşma Dili | koşarak yetişip geçmek | run past f. | ||
Konuşma Dili | koşarak yakalayıp geçmek | run past f. | ||
Konuşma Dili | koşarak (birini/bir şeyi) geçmek | run past (someone or something) f. |